8 Ocak 2015 Perşembe

Hep Tek Bir Tarafdan Bakiyor Gozler




                       Dunyada olup biten haberler hic ic acici degil. Din ugruna bosa akitilan kanlar , pisi pisine giden canlar, bir suru karmasa.... Tum bunlar ne icin ? Neyi paylasamadik , bililmsel olarak tum irklarla insanoglu olarak %99,08 oraninda birbirimize tipatip benzerken!

                       Bir cevabi yok sanirim.

                      

                      

7 Ocak 2015 Çarşamba

Ayrı Ayrı

     



              Her ülkenin kendine has bir kokusu var. Hatta her şehrim...

               Her ev ayrı bir dünya br sanki ben bu dünyaya alışıyorum . Çünkü burda sakinlik , sabır , anlayış, tebessüm ve selam verip hatır sorma hakim.
 
                Genel bir büyüsü var . Herkes nazik ve anlayışlı.

                Birbirine özellikle de hamile çocuklara sevgiyle bakan gözler . Sizinle konuşmak ve minik yavrunuzu sevmeye can atan 60-70 lik teyzeler.

                Burda insan 70 de yaşlı değil. Her ne yaşta olursa olsun, temiz ve bakımlı ....

                 Ben gittikçe daha çok alışıyorum.

Beyaz Fil



        Hint diyarinda Pakize adli bir fil yasarmis. Hamileymis Pakize. Gebeliginin bininci gunune varmasina ragmen hala dogum yapmamis. Normalde fillerin hamilelik sureleri ortalama 22 ay yani 610 gun kadardir. Ama hikaye bu yaa...

        Uc kis gecmesine ragmen bebek fil dogmamis. Anne fil Pakize oyle cok sismanlamis ki hareket edemiyormus. Neredeyse hic kipirdamadan bir agacin altinda duruyormus butun gun.

        Filin kucuk sahibi hergun pakizeyi besler ,su verir ve severmis. Kim bilir belki bugun dogurursun ha diye umit eder , anne filin burusuk derisini oksarmis. Derken boyle gunler gecip gidermis.

        Acaba yavruya ana rahminde birsey mi oldu diye suphe edermis bakici cocuk. Hatta bazen , Pakize'nin hazimsizlik cektigini, siskin karninin icinde bosluktan baska birseyin olmadigini dusunurmus. Fakat ne zaman kulagini , onun yerlere kadar sarkan karnina dayasa bir kalp atisi duyarmis, urkek ama istikrarli. bebek fil orada olmali diye dusunurmus sonra. Kim bilir isi neden agirdan aliyor, neden sakalaniyor , neyi bekliyor diye sorarmis kendi kendine.

        Bu arada Pakize tuhaf seylere aserer olmus. Istahla camurlari yaliyor , kil gorunce agzini sapirdatiyormus.

        Pakize'nin sulaleside gun asiri ziyaretine geliyorlarmis. Ormandan cikip tozlu patikalarda ilerleyerek, adimlarini sadece kendilerinin duyabilecegi bir ezgiye uydurarak tek sira halinde... Anne filin yanina vardiklarinda, erkekler kenarda beklerken disiler kendi dillerinde seslenirlermis. Pakize de bazen sadece dinler , bazen de endiseye mahal olmadigini anlatir gibi cevap verirmis.

       Pakizenin hamileligi ilerledikce soyreti yayilir olmus.Hindistanin dort bi tarafindan insanlar geliyormus bu mucizeyi gormeye. Bu yavruda keramet olmali diyorlarmis. Kimi zaman da sifacilar ziyarete gelirmis. Kimi belki bir faydam olur diye, kimisi de sirf meraktan. Bunlardan biri de Zisan imis. Bu adamin garip huylari varmis; iclerindeki hayati hissetmek icin agaclari,taslari,kayalari kucakalmak gibi... Gozlerini kapatip kulagini Pakize'nin karnina dayamis Zisan. Boguk bir sesle bebek fil bizi dinler demis, cocuga donup. Sayet bagirir  soversen,kufreder kizarsan hic cikmaz ordan diye de eklemis. Kendince test edip bu fil bir erkek demis ve devam etmis ; bak evlat bu yavru baska fillere benzemiyor,cok akilli ve pek duygulu. belli ki dogmak istemiyor.Sen teskin et. Biresey olmaz, hadi gel de; burasi o kadar kotu bir yer degil de. Bak o zaman nasil geliyor. Sev onu, goreceksin seni hoc terk etmeyecek diye ogutte bulunup , goz kirpmis bakici cocuga. Cocuk bu oneriyi ciddiye alip denemis yavru fille konusmayi. Bak , o kadar fena degil burasi. Iyilikler de var. Hadi gel artik. Cok beklettin bizi demis.

      Pakize yanibasinda duruyormus. Tam o anda hayvanin karni kasilmaya baslamis; bir daha ve sonra bir daha... Bir kese belirmis evvela; yosun tutmus taslar kadar islak ve kaygan. Hayret verici bir hizla cikivermis yavru. Hakikaten bu bir erkek filmis. Ama cocugu asil hayrete dusuren iki sey olmus: yavrunun boyu ve rengi. Hint diyarina gelmis en minik fil olmaliydi bu. Ustelik pirinc lapasi kadar beyaz,bembeyazmis....

      Ve boyle devam edip giden okudugum kitapta(ustam ve ben adli- yazari Elif Safak olan)anlatilan beyaz filin hikayesi cok etkilerdi beni. Bir de gecmisteki bir animla birlesince ...

      Izmirliler ve hatta tum turkiye bilir Izmir dogal yasam parkinda dogan bebek fili. ismini bir kose yazari koymustu; Izmir diye... Iste o bebek filin dunyaya geldigi gun tesadufen biz ;kocam ve oglum oradaydik. Anne fil icerde. Bakicisi ve uzmanlarin gozetiminde . Baba fil ise disarda. Anne fil bagirdikca baba filin caresizce haykirislarini duymak ve hamile esine ve cocuguna kavusmak icin her kapiyi deniyor hatta zorluyordu. bir kapi acilmazsa digeri sonra tekrar. bikip usanmadan denedi ve arada hep anne file ses Verdi. destek olmak istercesine... yanlis gormediysem bir an umitsizlige dustugunde sinirle karisik uzuntu dolu bir kac kukreyis yapti ve agladi...

       hakkatten ne duygulu mahluklarmis su filler...

5 Ocak 2015 Pazartesi

Yolculuk



              Benim daha baslamadigim gunun siz sabahini yasiyorsunuz. Ustelik zorlu , karli ,soguk bir Izmir sabahini....


      Olacak is degildi ; benim kocamdan, cocugumdan ,evimden ve tum sevdiklerimden uzakta yasamam.


      Hayat ; surprizlerle dolu derim hep. Iyi veya kotu ... Benim Amerika yolculugumda hayatin bana sundugu surprizler vasitasiyla bir sekilde baslamis oldu.


      13.5 saat ucak yolculu ve 2,5 saat araba yolculugu ile san diego'dayim. Ve geride biraktiklarimla aramdaki 10 ssatlik farkla bir onceki gunu yasiyorum hala...